Erbabı Cidd Ne Demek? Kelimeyi Anlamak, Ancak Gerçek Anlamını Sorgulamak
Kelimenin Tanımına Takılmak Yetmez, Gerçek Anlamı Sorgulamak Gerekir
“Erbabı cidd” ifadesi, Türkçede çokça duyduğumuz ve üzerine genellikle fazla düşünmediğimiz bir terim. Ancak gelin görün ki, bu terimin ne kadar derin, anlam yüklü ve aynı zamanda tartışmaya açık olduğunu bir gözden geçirelim. “Erbabı” kelimesi, “bir işin ehli, uzmanı” anlamına gelirken, “cidd” kelimesi ise “ciddiyet, ciddi” anlamını taşır. Birleştirildiğinde, “erbabı cidd”, “işin ehli olan ciddi kişiler” ya da “ciddiyetin gerektirdiği şekilde hareket edenler” gibi bir anlam çıkarılabilir. Ancak buradaki sorun şudur: Bu terim günümüzde daha çok soyluluk, elitlik ve prestij ile ilişkilendirilmiştir. Peki, bu gerçekten doğru bir kullanım mı?
Hedefteki Kelime: Erbabı Cidd’in Hedefi Gerçekten Ciddiyet Mi?
Bir terimin ne anlama geldiğiyle ilgili pek çok görüş bulunabilir, fakat biz bunu sadece dilsel bir analiz olarak ele alalım. “Erbabı cidd” ifadesinin kökenine bakıldığında, başta tam anlamıyla “işin ehli” olma durumu öne çıkmaktadır. Ancak günümüzde sıklıkla kullanılan anlamı, “sadece ciddi” olmakla sınırlıdır ve genellikle bu, bir tür elitist yaklaşım veya kendini “yüksek” gören bir tavırla karşımıza çıkar. İşin uzmanı olmakla, ciddiyetin ne kadar önemli olduğu arasında gerçekten bir ilişki var mı? Bunu düşünmek gerek. Çünkü burada, sadece ciddiyet üzerinden bir normatif değer atfı yapılmakta ve insanlar, “ciddi” olmaları için sürekli bir baskı altına alınmaktadır.
Erbabı cidd kelimesinin modern kullanımına bakıldığında, bazı kesimler bu terimi, yalnızca toplumdaki üst sınıfı yücelten ve alt sınıfları dışlayan bir kavram olarak kullanıyor. Gerçekten de, bu kelimenin kültürel bir hiyerarşi oluşturmadığını savunmak mümkün mü? Örneğin, toplumda “erbabı cidd” olarak kabul edilen kişiler, çoğu zaman kendi elit konumlarını toplumsal bir norm olarak dayatmaya çalışıyor. Bu da gündelik yaşamda, aslında “ciddi” olmaktan çok, sosyal statü simgesine dönüşüyor.
Özne Kim? Erbabı Cidd Kimdir? Gerçekten Kimse Olamaz Mı?
Beni en çok rahatsız eden nokta, bu kelimenin kullanımıyla yaratılan “biz” ve “onlar” ayrımıdır. “Erbabı cidd” olarak tanımlanan kişilerin bu kavramı sadece kendilerine ait kılmaları, adeta bir kimlik inşa etmeleri, oldukça sorunludur. Eğer bir kişi sadece “ciddi” olmakla tanımlanabiliyorsa, diğer insanlar ne olacak? Ciddiyetin bir ayrıcalık, bir seçkinlik olduğunu savunmak ne kadar doğru? Toplumun geneli bu “ciddi” tavrı benimsediğinde, bu davranış biçimi herkes için geçerli hale gelir ve geriye sadece “normal” olmak kalır. Bu durumda “erbabı cidd” ne kadar “özel” kalır?
Bu noktada önemli bir soruyu sormak gerek: Ciddiyetin toplumun bir kesimi tarafından sahiplenilmesi, gerçekten ciddiyetin özünü mi yansıtır? Bir terim nasıl oldu da sadece bir seçkinin parçası haline gelmeye başladı? Bu sorular, “erbabı cidd” kelimesinin sosyal anlamını derinlemesine sorgulamamıza neden oluyor.
Eleştirel Bir Bakış: Erbabı Cidd’i Kucaklayan Bir Düzenin Kurbanı Olmak
Bir kelime ya da kavram, sadece dilsel anlamıyla değil, aynı zamanda toplumsal ve kültürel yansımasıyla da dikkatlice incelenmelidir. “Erbabı cidd” terimi, sadece bir kültürel normu yüceltmekle kalmaz, aynı zamanda toplumsal baskıları da normalleştirir. Çünkü bu kavramla birlikte, toplumda “ciddi” olmanın bir zorunluluk haline gelmesi beklenir. Bu da demektir ki, insanlar üzerinde ciddiyetin ne kadar önemli olduğu yönünde sürekli bir baskı vardır. Bu, sadece sosyal sınıflar arası bir ayrım değil, aynı zamanda bireysel yaşam tarzları üzerinde de ciddi bir etkiye sahiptir.
Öyleyse bu yazıda sorulması gereken esas soru şu olmalıdır: Ciddiyetin gerekliliği gerçekten de bireysel özgürlükleri kısıtlamaz mı? Kendini sürekli ciddi hissetmek, insanı nasıl bir çıkmaza sokar?
Sonuç: Erbabı Cidd’in Gerçek Anlamı, Kimseye Ait Olamaz
Sonuç olarak, “erbabı cidd” terimi, sadece bir kelime değil, aynı zamanda bir toplumsal yapının, elitizmin ve sürekli ciddiyetin dayatılmasının simgesidir. Bu kelimenin zamanla ne hale geldiğini göz önünde bulundurursak, “ciddi” olmanın gerçekten değerli bir şey olup olmadığı tartışmaya açılabilir. Ciddiyetin bir norm haline gelmesi, aslında insanların daha fazla maske takmasına ve toplumun gerçek çeşitliliğini görmezden gelmesine neden olmaktadır. “Erbabı cidd” yalnızca belirli bir kesimin elinde tuttuğu bir kavram olmakla kalmaz, aynı zamanda toplumda daha derin sorunların da habercisidir.
Şimdi ise sizi düşünmeye davet ediyorum: Ciddiyet gerçekten de hayatın her alanında yer alması gereken bir değer mi, yoksa toplumsal bir dayatma mı? Ciddi olmanın insanı ne hale getirdiğini hiç düşündünüz mü?