Mekanik Histerezis: Edebiyatın Dönüşen Gücü ve Anlatının Sıkı Bağları Kelimenin gücü, bir metalin eğiliminden daha derindir. Edebiyat, bir toplumun, bir dönemin veya bir bireyin düşüncelerini, hislerini ve dönüşümünü yansıtan güçlü bir aynadır. Tıpkı bir çelik telin, üzerine uygulanan kuvvetle şekil alıp, serbest bırakıldığında kendi eski haline geri dönmekte zorluk çekmesi gibi, kelimeler de zaman zaman nehrin akışına karşı direnç gösterir. Anlatılar, karakterler, olaylar ve temalar; tıpkı bir metale uygulanan kuvvet gibi, bizleri de şekillendirir. Mekanik histerezis, böyle bir güç ilişkisini anlatan, insan deneyiminin derinliklerine inen bir kavram olarak edebiyatla oldukça benzer bir dinamiği işaret eder. Mekanik Histerezis: Tanımı ve Edebiyatla…
Yorum BırakOkyanus Macera Günlüğü Yazılar
Geleceğe Yolculuk: Karapürçek’in İlçe Oluşundan Bugüne ve Yarına Bakış Her kentin geçmişi, geleceğini şekillendiren bir pusuladır. Karapürçek’in ilçe oluş hikâyesi de tam olarak böyle bir pusula gibi bize yol gösterir. Bu yazıda sadece “Karapürçek ne zaman ilçe oldu?” sorusunun cevabını değil, bu tarihi adımın gelecekte ne gibi etkiler yaratabileceğini de birlikte düşüneceğiz. Amacım, geçmişi hatırlarken geleceğe dair beyin fırtınası yapmak ve sizleri de bu düşünsel yolculuğa davet etmek. Karapürçek’in İlçe Oluşu: 1987’de Atılan Tarihi Adım Sakarya’nın doğusunda yer alan ve doğayla iç içe konumuyla dikkat çeken Karapürçek, 1987 yılında çıkarılan bir kanunla ilçe statüsüne kavuştu. Bu adım, sadece idari bir…
Yorum BırakKadir İnanır Köprü Filmi Nerede Çekildi? Ekonomi Perspektifinden Bir Analiz “Kaynakların sınırlılığı, her zaman daha iyi kararlar almayı gerektirir.” Bir ekonomist olarak bu cümle, yalnızca bütçeleme ve finansal stratejilerle sınırlı bir kavram değil, aynı zamanda toplumsal, kültürel ve sanatsal seçimleri de etkileyen bir temel gerçekliktir. Herhangi bir toplumda, kaynakların sınırlı olması, bireylerin ve kurumların farklı seçimler yapmalarını ve bu seçimlerin sonuçlarını düşünmelerini zorunlu kılar. Bir film yapımının arkasındaki ekonomik dinamikler, bu sınırlı kaynakların nasıl dağıldığını ve kararların toplumda nasıl yankı bulduğunu anlamamıza yardımcı olabilir. Kadir İnanır’ın başrolünde olduğu “Köprü” filmi de bu bağlamda ilginç bir örnek sunuyor. Peki, “Köprü” filmi…
Yorum BırakTL;DR: “Esas yük”, bir sistemi boyutlandıran ve davranışını belirleyen baskın etkidir. Yapıda rüzgâr olabilir, çatıda kar; enerji sisteminde “baz yük”; yazılımda sürekli trafik; sözleşmede ana edim. Doğru soruyu soran, esas yükü bulur. Esas Yük Nedir? Sistemleri Gerçekten Yöneten Görünmez Ağırlık Bir kavramı seviyorum: “esas yük.” Çünkü hem mühendislikte hem ekonomide hem de günlük hayatta dikkati gereksize değil, özüne toplar. Esas yük nedir? Basitçe söyleyelim: Bir sistemin tasarımını, kapasitesini ve riskini belirleyen baskın etki. Kimi zaman bu, çatıdaki kar; kimi zaman elektrik şebekesindeki gece-gündüz talebi; kimi zaman da bir sözleşmede “ana edim”dir. Bu yazıda kökenlere inelim, bugünün dünyasına bakalım ve yarının…
Yorum BırakBen hep şuna inanırım: Yediğimiz şey sadece bedenimizi değil, dünyaya bakışımızı da şekillendirir. Bir gıdanın içinde ne olduğunu bilmek yalnızca sağlık meselesi değildir; aynı zamanda toplumsal bilinç, eşitlik ve adalet meselesidir. “Besinlerdeki katkı maddelerinin birinin adı nedir?” gibi basit görünen bir soru bile, üretim zincirinden tüketici davranışına, kadınların bakım emeğinden erkeklerin teknoloji odaklı çözümlerine kadar çok daha geniş bir tartışmanın kapısını aralar. Bugün o kapıyı birlikte aralayalım. Besinlerdeki katkı maddelerinin birinin adı nedir? (Ve neden bunu bilmek önemlidir?) E200: Sorbik Asit — Basit Bir İsim, Karmaşık Bir Hikâye Sorbik asit, en yaygın gıda katkı maddelerinden biridir. E200 koduyla etiketlerde karşımıza…
Yorum BırakAllah Neden İbadet Etmeliyiz? Tarihsel bir bakış açısıyla, insanlık tarihi boyunca ibadet, yalnızca bir dini ritüel olmaktan çok daha fazlası olmuştur. Her dönemde insanlar, varlıklarının anlamını, evrenin düzenini ve bu düzene olan ilişkilerini sorgulamışlardır. Antik çağlardan Orta Çağ’a, modern döneme kadar her toplum, ibadet kavramını farklı şekillerde tanımlamış ve yaşamlarının merkezine yerleştirmiştir. Ancak bu soruya verilen cevabın özünde, insanın yaradılışına, toplumsal yapısına ve ruhsal dünyasına dair derin bir anlam yatar. İbadet, insanlık tarihindeki kırılma noktalarından biri olan dinin doğuşu ile birlikte, toplumsal bağları güçlendiren, bireysel huzuru sağlayan ve manevi yönü kuvvetlendiren bir kavram haline gelmiştir. Bu yazıda, ibadet etmenin neden…
Yorum Bırak[](https://biletinial.com/tr-tr/muzik/kurdili-hicazkar-makami-konseri-idktmk?utm_source=chatgpt.com) Kürdili Hicazkar Makamı: Hacı Arif Bey’in Efsanevi Eseri Türk sanat müziğinin en duygusal ve etkileyici makamlarından biri olan Kürdili Hicazkar, 19. yüzyılda Hacı Arif Bey tarafından oluşturulmuştur. Bu makam, hem melodik yapısı hem de tarihsel arka planıyla, Türk müziğinin önemli bir parçası haline gelmiştir. Makamın Yapısı ve Özellikleri Kürdili Hicazkar makamı, Kürdi makamının bir tam ses aşağıya, yani Rast perdesine transpoze edilmiş halidir. Bu transpozisyon, makamın karakteristik özelliklerini ve duygusal yoğunluğunu belirler. Makamdaki ana dizilim, Gerdâniye (G) – Acem (F) – Nîm Hisâr (Mi b) – Nevâ (Re) –…
Yorum BırakKafa Hacamat Kaç Ayda Bir Yapılır? Antropolojik Bir Bakışla Kültür, Ritüel ve Kimlik Bir antropolog olarak, toplumların kültürel pratikleri ve ritüelleri üzerine derinlemesine düşünmek, benim için her zaman heyecan verici bir keşif olmuştur. İnsanlar, binlerce yıl boyunca çeşitli gelenekleri ve ritüelleri hem bedenlerini hem de zihinlerini iyileştirmek için kullanmışlardır. Bu ritüellerin zamanla nasıl şekillendiği ve toplumsal yapıları nasıl yansıttığı ise incelenmeye değer bir konudur. Kafa hacamatı, geleneksel bir tedavi yöntemi olarak, hem sağlıkla ilgili bir işlem hem de kültürel anlamlar taşıyan bir ritüel olarak birçok toplumda uygulanan bir tekniktir. Ancak, bu uygulamanın ne sıklıkla yapılması gerektiği, farklı kültürlere ve toplumlara…
Yorum BırakHercai Kitabını Kim Yazdı? Bir Felsefi Yolculuk “Bir hikâyenin yazarı kimdir?” Bu soru, yalnızca edebi bir merak değil; aynı zamanda bir epistemolojik ve ontolojik sorgudur. “Hercai” adlı eser, ilk bakışta yalnızca bir aşk romanı gibi görünse de, onun ardındaki düşünsel katmanları anlamak, bilginin, varlığın ve ahlaki eylemin sınırlarını sorgulamak anlamına gelir. Yazarlık ve Bilginin Doğası: Epistemolojik Bir Yaklaşım Hercai kitabını yazan kişi Sümeyye Ezel’dir. Ancak “kim yazdı?” sorusu, yalnızca bir isimle sınırlanamaz. Çünkü her yazar, kendinden önceki düşüncelerin, kültürün, toplumun ve bilinçdışının yankılarını taşır. Epistemoloji — yani bilginin doğası — burada devreye girer. Bilmek, yalnızca “yazarın kim olduğunu öğrenmek” değildir;…
Yorum BırakHemzemin Geçit Koruma Sistemi Nedir? Psikolojik Bir Mercekten İnceleme Bir Psikoloğun Meraklı Girişi: İnsan Davranışlarını Anlamak İnsan davranışlarını çözümlemek, zihin dünyasını anlamak, duyguları ve düşünceleri derinlemesine incelemek, her zaman büyüleyici olmuştur. Davranışlarımız, sadece bilinçli düşüncelerin veya dışsal uyaranların bir sonucu değildir. Çoğu zaman, güvenlik, korku, alışkanlıklar ve toplumsal normlar gibi faktörler, insanın eylemlerini şekillendirir. Bugün, hemzemin geçit koruma sistemini, bir psikolog olarak, davranışsal, duygusal ve sosyal psikoloji boyutlarından ele alacağım. Bu sistemin, özellikle insan davranışlarıyla nasıl etkileşime girdiğini anlamak, toplumsal güvenlik önlemleri ve bireysel farkındalık arasında kurduğumuz ilişkiyi sorgulamak adına son derece önemlidir. Hemzemin geçit koruma sistemleri, tren yollarının insan…
Yorum Bırak